Covid19 virüsü ile ilgili artık bir çok kaynak ve uzman görüşü mevcut. Röportajımızda güncel bilgileri ve sorunları Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doktor Selin Özdemir ile konuşmak istiyoruz.
>Öncelikle Covid19 ile ilgili son güncel bilgiler nelerdir?
-Uzm.Dr.Selin ÖZDEMİR: Hastalığı şu an daha iyi tanıyoruz. Tanısı nasıldır,hangi hastalarda daha ağır seyreder ,beklenen klinik seyri nasıldır bunlar hakkında daha netiz. Özellikle tanısında; PCR testi almak eskiden daha zor oluyordu, herkes bilmiyor ve her hekim uygulayamıyordu. Artık daha sistematik ve uzman şekilde PCR testini alabiliyoruz. Belirtileri değişiklik gösterebiliyor; alerjik reaksiyon, burun akıntısı, nezle gibi görünen hastalıklarda da PCR testi istediğimizde pozitif gördüğümüz hastalar oluyor. Semptom yönünden çeşitlenme söz konusu. Bu nedenle en ufak soğuk algınlığında bile başka sebeplere bağlamadan ilk düşünmemiz gereken hastalık Covid19 olmalı. PCR testinin sonuçlarını görüp sonra diğer tanılara geçmemiz gerekiyor.
>Hastalar hangi belirtileri gördüklerinde sağlık kuruluşuna başvurmalılar?
- Uzm.Dr.Selin ÖZDEMİR: Önce de belirttiğimiz gibi; belki de virüsün gündemde olan birçok varyantı geliştiğinden, artık Covid19’un belirtileri de çok çeşitlendi. Grip mevsimine de girmiş bulunduğumuz için kendilerini kırgın hissetmeleri, soğuk algınlığı belirtileri görmeleri durumunda bile başvurabilirler. Bazen sadece ishal belirtisi ile bile Covid19 kaynaklı hasta yatışı yapmamıza sebep oluyor. Önceden üst solunum yolu enfeksiyonu ile başlayıp kırgınlık, burun akıntısı ile devam edip ,yaklaşık 5. günde ishal başlayıp 1-2 gun sürüp geçiyordu. Şuan bazı hastalar doğrudan ishalle ve bulantıyla başvurabiliyorlar. Belki de aşılanmış oldukları için bazı semptomlar maskeleniyor ve ayakta atlatılıyor hastalık. Baş ağrısı, eklem ağrısı, güçten düşme ,mide bulantısı, ishal vb. şikayetler yaşadıklarında hastalarımızın hastaneye başvurup test yaptırmasını öneriyoruz.
>Hastaların Covid19 hakkında en çok yanlış bildiği konular nelerdir?
- Uzm.Dr.Selin ÖZDEMİR: Gördüğümüz kadarıyla belki de hastalık korkusundan şikayetlerini‘soğukta kaldım, covid değilimdir, üşüttüm, ben nerede hastalandığımı biliyorum, soğuk birşey içmiştim, terlemiştim’ gibi bahanelerle yadsıyorlar. Semptomlarını geçiştirmeye çalışıyorlar ve covid19’a bağlamamaya çalışıyorlar. Hastaların en çok yanıldığı konu bu.
>Covid19 tedavisinde verilen ilaçlara şüphe ile yaklaşılması hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Uzm.Dr.Selin ÖZDEMİR: Bu ilaçları ülkemizde nerdeyse pandeminin ilk aylarından itibaren hem yatan ciddi hem de ayaktan takip edilen daha hafif klinikteki hastalara kullandık. İlaçların geri-dönüşümsüz bir yan etkisine rastlamadık. Takip edebildiğimiz hastalarda en sık görülen yan etkileri karaciğer fonksiyon testlerini yükseltmeleri ancak bu da geri dönüşü olmayan bir durum değil, ilaç bırakıldığında 2-3 gün içerisinde normale dönüyor.
>Covid19 hasta kitlesi değişti mi?
- Uzm.Dr.Selin ÖZDEMİR: Yaşlılar halen en fazla hastaneye yatan ve yoğun bakıma giren grup. Şuan hasta kitlesine baktığımızda Sinovac aşısını 2 doz olmuş, bunun üzerinden de 6 aydan fazla süre geçip hatırlatma dozunu olmamış, aşı takvimini tamamlamamış veya hiç aşı olmamış olanları görmekteyiz. Özellikle genç hasta kayıplarımızda hiçbir şekilde aşı olmamış olduklarını üzülerek görmekteyiz. Bunun dışında yine hastaneye yatmayan hastalarda da Covid19 pozitifliği genç nüfusa kaymış durumda diyebiliriz.
>Aşı hakkında ne düşüyorsunuz?
- Uzm.Dr.Selin ÖZDEMİR: 2 senedir Covid19 ile savaşıyoruz, bunu yenmenin tek yolu aşı olup toplumsal bağışıklığa ulaşmaktan geçiyor. Çok sık görmesek de aşının tabi ki yan etkileri var. En ciddi ve toplumda da korku yaratan yan etkisi tromboemboli görülebiliyor ama bu çok ender rastladığımız bir durum. Diğer yandan covid19’a yakalandığınızda kat kat daha ciddi bir durum içerisinde kalıyorsunuz.
Biontech aşısında kullanılan mRNA tekniğinde, hastalığa yol açan virüsün antijenik özelliğini içeren protein kısmını üretecek olan haberci RNA’lar (mRNA) insana verilir. Bu protein partiküller de bağışıklığımızı harekete geçiriyor. Yani vücuda küçük çapta covid19 etkileri veriyor ve buna bağlı yan etkiler görebiliyoruz. Ancak aşı olmadığınız ve covid19’a yakalanmanız durumunda bu küçük yan etkileri büyük semptomlar ve ölüme götüren riskler şeklinde yaşıyoruz. Bu sebeple kar-zarar oranını iyi düşünüp karar vermeliyiz.
>Siz aşı oldunuz mu peki?
- Uzm.Dr.Selin ÖZDEMİR: Tabi ki oldum.
>Aşı karşıtlarına söylemek istedikleriniz var mı?
- Uzm.Dr.Selin ÖZDEMİR: Körü körüne değil- mantık çerçevesinde düşünmek gerekiyor. Pandemi kendiliğinden bitmeyecek. Gerçekçi bir beklenti değil bu. O zaman kar-zarar oranını düşünerek hem kitlelerin hem de kendi iyiliğimiz için aşı olmamız gerek. Aşının yan etkisinden kaçarken covid19’a yakalanırsanız çok daha büyük bir riske girmiş oluyorsunuz. Şu an Tire’de bile neredeyse %25 oranında covid19 pozitif vaka görmekteyiz. 2 senedir pandemi şartlarında yaşadığımız için artık insanlar izolasyondan bunalmış durumda ve sosyalleşiyoruz. Eve misafir kabul ediyor artık insanlar, 3-4 gün sonra PCR testleri pozitif çıkıyor. Bize bulaşmaz gibi geliyor ama hastalık hala en yakınlarımızda ve tanıdıklarımızda ne yazıkki.
>Son olarak pandeminin bitiş tarihi ile ilgili bir ön görünüz var mı?
- Uzm.Dr.Selin ÖZDEMİR: Net bir tarih söylemek mümkün değil. Toplumsal bağışıklığın oluşması için toplum içinde bağışıklığın %90 oranlarına çıkarmamız gerektiği bilim adamları tarafından söyleniyor. Bunun da en yakın yolu aşılamadan geçiyor.
HAZIRLAYAN
Sosyal Çalışmacı
Mehtap ÜNLÜ ÖZALP